Saturday, March 28, 2015

Sibel Kekili'den olay sözler: Türkler...

Dünyaca ünlü Türkoyuncu Sibel Kelli, Türklerin kendisini sevmediğini söyledi.


Sibel Kekilli, “Çoğu Türk insanı beni sevmiyor. Çünkü ‘Duvara Karşı’ ve ‘Ayrılık’ta canlandırdığım karakterler Türkleri kötü gösteriyordu” dedi.

Sibel Kekilli, 4. sezonunda veda ettiği “Game of Thrones” dizisinin senaristi George R. R. Martin ile Meksika’da buluştu. İkili, Arte kanalı için çekim yaptı. Ünlüoyuncu programda,“Türk müziğini, yemeklerini ve kültürünü seviyorum. Çoğu Türk insanı ise beni sevmiyor. Çünkü ‘Duvara Karşı’ ve ‘Ayrılık’ta canlandırdığım karakterler Türkleri kötü gösteriyordu” dedi.

Hürriyet’te yer alan habere göre, Sibel Kekilli “Kadına şiddete hayır demek için Terres de Femmes gibi organizasyonlarla çalışıyorum. Katıldığım bir konferansta, ‘Şiddet İslam kültüründe vardır’ dediğim için Türkiye’nin Berlin Başkonsolosu toplantıyı terk etti” diye konuştu.


Kaynak:www.magazinmedya.com

Ahmet Dursun takım arkadaşlarını bombaladı...

Survivor All Star'a mide rahatsızlığı nedeniyle erken veda eden eski milli futbolcu Ahmet Dursun Kanaltürk'teki "2. Sayfa" programına konuk oldu. Dursun ünlüler takımındaki arkadaşlarını çok ağır sözlerle eleştirdi. İşte açıklamaları:
- Doğukan, yarışlarda kendini geliştirmek yerine domates, biber, patlıcan falan ekiyor. Doğukan'ın karakterinin bu kadar bozuk olmasına anlam veremedim. Doğukan'ın konuştukları ve yaptıkları birbirini tutmuyor. Bu yüzden beni adada en çok şaşırtan isim oldu. Doğukan, yanımıza gelip laf alıp diğer tarafa taşıyordu.
- Sahte ve yalancı insanları sevmiyorum. Serenay'ın "annem için" diye ağlamaları falan… Serenay Kıbrıs'ta annesini gördü, selam vermedi. Annesi koltuk bulamayınca "Sona kalan dona kalır" deyip annesine yardımcı olmadı. Böyle birinin anne sevgisi nasıl olabilir? Serenay, gizli kapaklı şeyler yaptığı, suratıma gülüp arkadan iş çevirdiği için "küçük şeytan" dedim.

 Hakan'ın karakteri bozuk:

- Hakan Hatipoğlu ve Merve Oflaz adaya gelmeden önce planlar yapmış. Adaya gitmeden önce bana Hakan'ın karakterinin bozuk ve sinsi olduğunu söylemişlerdi. Hakan konseyde ismimi yazdı. Sonra bana elini uzattı "çak kanka, bir dahaki sefere de sen benim ismimi yazarsın" dedi. Benimle böyle dalga geçer gibi konuşmasına sinirlendim, ben de elimi uzatmadım.

- Ona "merak etme hepinizi birer birer yollayacağım" dedim. Hakan'a "kafan büyük, beynin küçük" dedim. Bu laf bence ağır değil… "Hakan ile evli olan birisi nasıl bir karaktere sahiptir?" diye düşünüyordum. Böyle bir insanla birlikte olduğuna göre aynı kafada diye düşündüm. Allah, Hakan'ın eşine sabır versin…
Üçü de çok sinsi:

Merve Oflaz çok iyi oynadı. Beni kendi aralarına çekmeye çalıştı. Ama zamanla gerçekler ortaya çıktı. Sinsilik konusunda Merve, Serenay ve Hakan arasında bir ayrım yapamam. Merve ağlamaya çalışıyor ama gözyaşları akmıyor. Kendi aramızda konuştuğumuzda "Merve Oflaz'a bakın, fareye benziyor" dedik.








Kaynak:www.mynet.com

Ünlü matematikçi Emmy Noether'in çığır açan çalışmaları...


Dev arama motoru Google Emmy Noether 'ı unutmadı ve Emmy Noether'ın (yüzotuzüç) 133. doğum gününde kendisi adına özel bir Doodle hazırladı. Peki Emmy Noether kimdir? Emmy Noether biyografisi ve hakkında tüm detayları sizler için derledik. Wikipedia'da soyut cebir ve kurumsal fiziğe çığır açan katkılarından söz eden bir makale bulunan Emmy Noether asılnda bir matematikçidir diyebiliriz.

Bugün Google'da doodle olan Emmy Noether'in Babası Max Noether (1844-1921) Almanya'da yaşamış, cebirsel fonksiyonlar teorisi, cebirsel geometride sayısız teoremleri ile tanınmış bir matematikçidir. 
Erlangen'de doğan kızı Emmy Noether, önce Göttingen'de profesör olmuş, modern cebire önemli katkılarda bulunarak sayısız öğrenciler yetiştirmiştir. Topoloji ve ideal teorileri ve Galois teorisinin modern takdimi üzerindeki araştırmaları ile adını dünyaya duyurmuştur. 1933'de Yahudi olduğu için Alman Nazizmi'nden kaçmak zorunda kalarak, ABD'ye göç etmiştir. Yine orada önemli bir kolej olan Bryn Mawr College'de profesörlüğe başlamıştır. O da, oldukça genç ölmüştür. Daha uzun yaşasaydı matematik çok şeyler kazanacaktı.

Alman matematikçisi Landau'a göre Emmy Noether, N. ailesinin baslangiç (orijin) noktasıdır.

Emmy Noether kimdir?

23.03.1882'de doğumlu Emmy soyut cebir ve kuramsal fiziğe olan çığır açıcı destekleriyle bilinen bir Alman uyruklu matematikçidir. Pavel Alexandrov, Albert Einstein, Jean Dieudonné, Hermann Weyl, Norbert Wiener gibi birçok kişi tarafından halka, alan, ve cebir teorilerinde devrim oluşturan, tarihin en önemli kadın matematikçisi olarak kendisinden söz edilmiştir. Noether teoremi simetri ile korunum yasaları arasındaki temel bağı açıklar.

Emmy Noether Bavyera'nın Erlangen kasabasında Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Babası da kendisi gibi bir matematikçi olan Max Noether'dir. Gerekli sınavları geçtikten sonra Fransızca ve İngilizce öğretmeyi planlamış ancak sonunda babasının ders öğrettiği Erlangen Üniversitesi'nde matematik bölümünde okumuştur. 1907'de Paul Gordan'ın danışmanlığında tezini tamamladıktan sonra Erlangen Matematik Enstitüsünde ücret almadan yedi yıl görev yapmıştır. O zamanlar kadınlar akademik pozisyonlardan dışlanmışlardı). 1915 yılında David Hilbert ve Felix Klein tarafından Göttingen Üniversitesinin dünyaca çok ünlü matematik araştırma merkezi olan, matematik bölümüne katılması için göreve çağrılmıştır. Fakat üniversite yönetimi tarafından reddedilmiş ve dört yıl daha Hilbert adına ders öğretmeye devam etmiştir. Ders öğretme hakkı 1919'da verilmiş, bu sayede Privatdozent (Germenik üniversitelerde, sahibinin, profesörlük makamına yükselmeksizin bağımsız olarak ders verebileceği anlamını taşıyan unvan) unvanını alabilmiştir.

Emmy Noether, 1933 yılına kadar Göttingen matematik bölümünün ileri gelen üyeleri arasında yer almış; öğrencilerine zaman zaman "Noether çocukları" denirmiş. 1924 yılında Hollandalı ünlü matematikçi B. L. Van der Waerden kendisinin öğrencisi oldu ve kısa zaman içerisinde Emmy Noether'in çalışmalarını yorumladı; Noether'in çalışmaları öğrencisinin yazdığı 1931 tarihli ders kitabı, Modern Cebir'in'in ikinci cildinin temelini oluştuyordu. 1932 Zürih Uluslararası Matematik Konferansı'na katılımına kadar, cebirsel yetenekleri tüm dünyada tanınmıştı. Ertesi yıl Alman Nazi hükümeti Yahudileri üniversite müfredatından çıkarttı ve Noether, Pensilvanya'daki Bryn Mawr Üniversitesinde bir pozisyona geçmek üzere Amerika Birleşik Devletlerine göç etti. 1935 yılında yumurtalıklarında bulunan kist sebebiyle ameliyata girdi, iyileşme belirtilerine rağmen dört gün sonra Emmy Noether 53 yaşında öldü.

Emmy Noether'in hazırladığı matematik çalışmaları üç "dönem"e ayrılmıştır. İlkinde (1908-19), cebirsel değişmezler ve sayı alanları üzerine etkin faydalar sağlamıştır. Varyasyonlar hesabındaki diferansiyel sabitler üzerine yaptığı çalışmaları, Noether teoremi, "modern fiziğin gelişmesine katkı sunup yol gösteren şimdiye kadar kanıtlanmış en önemli matematik teorilerisi" sayılır. İkinci dönemde (1920–26), "soyut cebri değiştiren" çalışması için kolları sıvadı. Emmy Noether, Idealtheorie in Ringbereichen (Theory of Ideals in Ring Domains, 1921) isimli kaleme aldığı makalesinde değişmeli halkalarda idealler teorisini geniş kullanıma sahip kuvvetli bir araç haline getirmiştir. Artan zincir koşulunu zarifçe kullanmıştır ve bu sebeple bu koşulu sağlayan nesnelere Noetherian denir. Üçüncü döneminde (1927-1935), değişmez cebirler ve hiperkompleks sayılar hakkında başlıca işler yayınlamıştır ve grupların representation teorisi ve modüller ve idealler teorilerini birleştirmiştir. Kendi yayınlarının yanı sıra Noether fikirleri konusunda da oldukça cömertti ve başka matematikçiler tarafından yayınlanan işlerde, bu işlerin alanlarının uzaklağına rağmen defalarca referans olarak verildi. 

Kaynak:www.sabah.com.tr

Tweetten ne çektin be Gonca... Vuslateri'nin hapsi istendi...!

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a hakaret suçundan Sanatçı Gonca Vuslateri’ne dava açıldı.



Yalan Dünya dizisindeki ‘Eylem’ ve ‘Vasfiye Teyze’ tiplemesiyle tanınan tiyatro ve dizi oyuncusu Nazlı Gonca Vuslateri (30) hakkında, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a hakaret suçundan dava açıldı.

Ankara Cumhuriyet Savcısı Adem Can tarafından hazırlanan iddianamede, Vuslateri’nin, Erdoğan hakkındaki Twitter paylaşımları nedeniyle 1 yıldan 2 yıla kadar hapsi istendi. Vuslateri savunmasında suçlamayı reddetti. Avukatıysa, müvekkilinin komedi oyuncusu olduğunu belirtip bir mizah dergisinde yer alan karikatürü paylaştığını ifade etti.

220’Yİ AŞTI

Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı görevine seçilmesinin ardından, ‘Erdoğan’a hakaret’ gerekçesiyle başlatılan soruşturmaların sayısıysa 220’yi aştı. Soruşturmaların büyük çoğunluğunun savcılar tarafından resen başlatıldığı, Cumhurbaşkanı’nın şikâyeti üzerine başlatılan soruşturma sayısının ise çok düşük olduğu belirtildi.


Kaynak:www.cumhuriyet.com.tr

Emeklilikte değerlendirilmeyecek olan 4 hizmet...

Devlet Memurlarının çalışmış olsalar da, hangi süreleri emeklilik işlemlerinde dikkate alınmaz, bu süreleri için bir hak talep edilebilir mi?


GÖREV AYLIĞI ALINAN TARİH İLE GÖREVE BAŞLADIKLARI SÜRE ARASINDAKİ TARİH
1- Memurluğa başladıklarında görev aylıklarının tam olarak ödendiği tarihten önce geçmiş olan süreler dikkate alınmaz. 18 Şubat 1991 tarihinde giren memura görev aylığının tamamı 15 Mart 1991 tarihinde ödendiğinden, bu memurun 18 Şubat 1991 tarihi ile 15 Mart 1991 tarihi arasındaki süresi emeklilik işlemlerinde dikkate alınmaz.
Hak Talebi:
Bu memura 18 Şubat 1991 tarihi ile 15 Mart 1991 tarihi arasındaki süreye maaşı ödenir, ancak bir aylık maaş ödenmediğinden hizmet sayılmaz. Bu husus Kanunda belirtildiğinden bir hak talebinde bulunulmasının bir getirisi olmayacağını değerlendirmekteyiz.
18 YAŞIN DOLDURULMASINDAN ÖNCEKİ SÜRELER
2- 18 yaşını doldurmadan Devlet memurluğuna başlamış olanların 18 yaşını doldurdukları tarihten önceki süreleri emeklilik işlemlerinde dikkate alınmaz. Meslekleriyle ilgili olan bir göreve kaza-i rüşt kararı alarak başlamış olanlarda 18 yaşından önceki süreleri emeklilik işlemlerinde dikkate alınır. Sağlıkla ilgili bir meslek lisesini bitirmiş bir kişi, sağlık memuru olarak 18 yaşını doldurmadan önce başlamışsa, kaza-i rüşt kararı da varsa bu memurun 18 yaşından önceki süresi emeklilik işlemlerinde dikkate alınır.
Bir memurun, 18 yaşının altında sigortalı süreleri mevcutsa bu süreleri de emeklilik işlemlerinde dikkate alınır.
Hak Talebi:
Devlet memurluğuna alınma şartı 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümlerinde net belirtilmiş olduğundan, bir hak talebinde bulunulmasının bir getirisi olmayacağını değerlendirmekteyiz. Yalnızca, astsubay sınıf okulunu bitirip 18 yaşından önce astsubay olanların okul sürelerinin değerlendirilmesine dair karar verilmiş olan Danıştay 11 Dairesi 25 Aralık 2009 tarihli ve Esas No; 2009-2407, Karar No:, 2009-1048 sayılı kararı gösterilerek dava açılabileceğini değerlendirmekteyiz.
SIHHİ İZİN SÜRELERİ AŞILDIKTAN SONRA ÇALIŞILAN SÜRELER
3- Sağlıkları dolayısıyla sıhhi izin sürelerini dolduranların, sıhhi izin süresini doldurduktan sonra geçen memurluk süreleri emeklilik işlemlerinde dikkate alınmaz.
Hak Talebi:
5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu açık hükümleri karşısında sıhhi izin süresini dolduran bir memurun emeklilik işlemlerini başlatmayan bir kamu idaresinin kusur ve sorumluluğu bulunduğunu değerlendirmekteyiz. Burada, sıhhi izin süresini dolduran memurun emeklilik işlemlerini yapmayan kamu idaresi, bu memura yersiz olarak görev aylığı ödeyecektir. Görev aylığı ödemesi de bir kamu zararıdır. Tartışılması gereken bir husustur. Birinci husus, kamu zararı olmasına rağmen ödenen görev aylıkları memurdan tahsil edilebilir mi? İkinci husus da, sıhhi izin süresini doldurmuş olsa dahi, çalışılan bir süre mevcuttur. Değerlendirmemiz, kanun her ne kadar sıhhi izin süresini dolduran memurların sonraki süreleri dikkate alınmaz demiş olsa da, bu sürede bir çalışma bulunmaktadır. Bu süre memuru belki de malul aylığı bağlanmasına yetecek olan 10 yılı tamamlamasına fayda sağlayacaktır. O nedenle, bu sürenin her ne kadar yanlış veya sehven yapılmış bir işlem olsa da hizmet olarak değerlendirilmesi ve muhtemel kamu zararının da kapatılması gerektiğini değerlendirmekteyiz.
YAŞ HADDİ DOLDUKTAN SONRA ÇALIŞILAN SÜRELER
4- Bir memur yaş haddini doldurmasına rağmen çalışmaya devam ederse veya çalışmaya devam ettirilirse bu memurun yaş haddini doldurduğu tarihten sonraki süreleri emeklilik işlemlerinde dikkate alınmaz. 65 yaşını doldurmuş bir memur, memur olarak görev yapamayacağından 65 yaşından sonraki süreleri emeklilik işlemlerinde dikkate alınmaz. Değişik mesleklerde çeşitli yaş haddi tarihleri vardır, bu memurlarda bu yaş hadlerinden sonra çalışırlarsa, bu süreler emeklilik işlemlerinde dikkate alınmaz. Şef, Şube Müdürü, Genel Müdür vb. gibi unvanlar 65 yaş, Polis memuru 56 yaş, öğretim üyeleri 67 yaş gibi, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu Madde 40 ile bazı özel kanunlarda belirtilen yaş hadlerinden sonra çalışamıyorlar.
Hak Talebi:
Burada, sıhhi izin süresini dolduran memura yönelik olarak değerlendirmemizi tekrarlamayacağız. Buradaki olay yaş hadlerini dolduran memurların emeklilik hizmet süresinin dolmuş olmasından kaynaklı farklı olacaktır
5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, bazı özel kanunların açık hükümleri karşısında bazı yaş hadlerinden sonra memur olarak çalışmak mümkün olmamaktadır. Yaş haddini dolduran bir memurun emeklilik işlemlerini başlatmayan bir kamu idaresinin kusur ve sorumluluğu bulunduğunu değerlendirmekteyiz.. Yaş haddinden sonra çalışmanın mümkün olmaması nedeniyle emeklilik işlemlerini yapmayan kamu idaresi, bu memura yersiz olarak görev aylığı ödeyecektir. Görev aylığı ödemesi de bir kamu zararıdır. Burada tartışılması gereken konu, gereksiz yere ödenen bu görev aylıklarının memurdan alınması gerekir mi, gerekmez mi. Görev aylıklarını memurdan iade etmesini istersen, memurun çalıştığı sürelere karşılık tazminat talep etme hakkı olur mu. Çünkü ortada fiilen çalışılan ve emek harcanan bir süre bulunmaktadır.
Değerlendirmemiz. Yaş haddini dolduran kişinin sonraki çalıştığı süreler var olan bir hizmet süresidir. Ancak, yaş haddinden sonra çalışma kanunlar uyarınca hiç çalışılmayan bir süre olarak kabul edildiğinden, bu süreler göz ardı edilerek sadece emekli aylıklarından fazla olacağını değerlendirdiğimiz görev aylıklarını almalarının yeterli olacağını, başka bir kuralın aranmayacağını söyleyebiliriz.

Kaynak:www.memurlar.net

''Bizim Hikaye'' filmi büyük ilgi görüyor...

Yönetmenliğini Yasin Uslu'nun üstlendiği film güçlü oyuncu kadrosuyla dikkati çekiyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'nın da izlediği ve yazdığı bir kitaptan dolayı 12 Eylül 1980 döneminde hapis yatan babasının iade-i itibar davası için mücadele eden bir adamın dramını anlatan "Bizim Hikaye" filmi büyük ilgi görüyor.

GÜÇLÜ OYUNCU KADROSU

Yönetmenliğini Yasin Uslu'nun üstlendiği film; Cansel Elçin, Haluk Piyes, Sera Tokdemir, Naz Elmas, Burcu Kıratlı, İbrahim Kendirci, Çiğdem Batur, Şebnem Dilligil, Erdinç Gülener ve Ahmet Mekin gibi isimlerden oluşan güçlü oyuncu kadrosuyla dikkati çekiyor.

Film, yazdığı bir kitaptan dolayı 12 Eylül 1980 döneminde hapis yatan babasının iade-i itibar davası hakkı için mücadele eden bir adamın dramını anlatıyor.

Çekimlerinin çoğu Sinop, Trabzon ve Rize'de yapılan filmin bazı sahneleri için İstanbul'un tarihi yarımadası da mekan olarak kullanıldı. Karadeniz Bölgesi'nin doğal güzellikleriyle seyirciye görsel bir şölen sunan filmin müzikleri Mustafa Ceceli'ye ait.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN DA İZLEDİ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yazdığı bir kitaptan dolayı 12 Eylül 1980 döneminde hapis yatan babasının iade-i itibar davası için mücadele eden bir adamın dramını anlatan "Bizim Hikaye" filmini izlemilşti

Filmi, eşi Emine Erdoğan ile Altunizade Capitol'deki sinema salonunda izleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, çıkışta gazetecilere açıklamada, filmi, 1980 darbesi ve darbe öncesi nesillerin hangi çilelerle yetiştiği, darbeden sonra çekilenler yani fikir, düşünce noktasında o günün özgürlükler tablosunu ortaya koyması bakımından çok çok önemli bulduğunu vurgulayarak, zaman zaman gözlerinin yaşardığını söylemişti.

Kaynak:www.sabah.com.tr

29 Mart'ta Işıklar 1 Saatliğine Kapanıyor...


Tüm dünyada 150’den fazla ülkede aynı anda gerçekleşecek olan dünyanın en büyük çevre hareketi “Dünya Saati” için, 29 Mart Cumartesi günü 20:30-21:30 saatleri arasında ışıklar dünya için kapanacak.

Dünya Saati, WWF tarafından 2007’de Avustralya’da başlatıldı, 2008 yılında küresel bir harekete dönüştü ve 2013 yılında 2 milyar kişinin katılımıyla bir rekora imza attı. İklim değişikliği başta olmak üzere, kaynakların aşırı tüketimine, doğal alan ve tür kaybına, kirliliğe, ormansızlaşmaya ve gezegenimizin karşı karşıya olduğu diğer tüm çevre sorunlarına ortak bir tartışma zemini hazırlayarak, insanları çözüm üretmeye davet ediyor. “Dünyaya Olan Sevgini Göstermeye Var Mısın?” sloganıyla insanları ve kurumları bir araya getirmeyi amaçlayan kampanyanın bu yılki ana sponsorları olan Garanti Bankası, Coca-Cola ve VİKO, “Varım” diyerek değişimin bir parçası oluyor. 

Şehirlerin desteğini sembolik yapıların ışıklarını kapayarak gösterdikleri kampanya kapsamında, Paris’teki Eyfel Kulesi, Roma’daki Kolezyum, New York’taki Empire State Binası, Times Meydanı, Londra’daki Big Ben, Moskova’daki Kremlin Sarayı, Çin Seddi, Piramitler vb. gibi dünyanın sembolleri arasında yer alan birçok ikonik yapı bir saatliğine kararacak. 

Dünya Saati’nin, sürdürülebilir bir gelecek için atılması gereken adımları tanımlamada çok önemli bir araç olduğunu belirten WWF-Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Bayar “Tüm dünyada 2 milyar insan, din, dil, ırk, toplum farkı gözetmeksizin bu küresel etkinliğe katılarak gezegenimizin kötü gidişatına dur demek istiyor ve değişimin bir parçası oluyor. Işıkları kapatmak gibi basit ama anlamlı bir eylemle çevreye duyarlı tüm insanları aynı çatı altında toplayan Dünya Saati, karar vericileri, kurumları, belediyeleri, sivil toplum kuruluşlarını, basını ve bireyleri aynı anda hareket etmeye çağırarak aslında çözümün anahtarını işaret ediyor,” dedi. 

WWF-Türkiye Genel Müdürü Tolga Baştak ise, “Bu yıl Dünya Saati için 7000 şehirde 1.500’den fazla sembolik ve ikonik yapı bir saatliğine kararacak. Türkiye’den de Boğaz köprüleri, Ayasofya Müzesi, Beylerbeyi Sarayı, Beykoz Kasrı, Dolmabahçe Sarayı ve Saat Kulesi, Galata Kulesi, Ihlamur Kasrı, Küçüksu Kasrı, Topkapı Sarayı ışıklarını kapatarak kampanyaya destek oluyor.


Kaynak:www.wwf.org.tr

Atiye’den ilginç Turabi itirafı...

Ünlü sanatçı Atiye yeni klibi ‘sor’un tanıtımı için Best FM’e konuk oldu. Programda samimi açıklamalarda bulundu. Survivor tutkunu Atiye yarışma hakkında konuştu.


Atiye yeni klibi “Sor”un tanıtımı kapsamında ilk kez Best FM’deYasemin Şefik’in canlı yayın konuğu oldu. 27 yaşındaki güzel şarkıcı Atiye “Sevgilin var mı?” sorusuna “Geçen magazinciler bir yerden çıkarken çektiler. Yanımdakinin eski ya da yeni sevgilim olduğunu kafalarına göre yazdılar. Sevgilim yok ya da var bugüne kadar hiç söylemedim. Neyin nerede çekildiğini hepimiz biliyoruz. Ona göre bazı yerlere gitmiyorum” dedi.
Yasemin Şefik’in “Evde televizyonda en çok ne izliyorsun?” sorusuna ise “Tam anlamıyla Survivor tutkunuyum. Bundan 5 sene önce teklif etselerdi düşünmeden katılırdım. Ancak şimdi o açlığa dayanamayacağımı düşünüyorum. Turabi’ye bayılıyorum, en iyi savaşan o. Onu destekliyorum. Geçtiğimiz yıldan beri takip ediyorum. Hatta sonradan öğrendim ki Turabi “Salla” isimli şarkımın klibinde oynamış. Bunu öğrenince çok mutlu oldum” dedi.
‘ŞARKIM ROMANTİK, YAĞMUR YAĞSIN DİYE DUA EDİYORUM!’
Arka arkaya çıkan albümler ve yeni şarkılar arasında kendi şarkısının beklenenin aksine romantik bir şarkı olması üzerine “Yazdan önce klibi yayınlamak istedim. Klip yayınlanınca bahar geldi. Şimdi yağmur yağsın diye dua ediyorum” dedi.

Kaynak:www.magazinmedya.com

FLAS...ŞIRNAK'TA ÇATIŞMA! ÇOK SAYIDA ÖLÜ VE YARALI VAR...

İki aile çatıştı



Şırnak’ın İdil İlçesi’ne bağlı Yağmurca Köyü’nde, aralarında arazi anlaşmazlığı nedeniyle husumet bulunan 2 aile arasında çıkan silahlı çatışmada 3 kişi öldü, aralarında kadın ve çocukların da olduğu yaklaşık 10 kişi de yaralandı.

Yağmurca Köyü’nde aralarında arazi anlaşmazlığı nedeniyle husumet bulunan 2 aile fertleri arasında bugün saat 15.30’da tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi üzerine her iki aile fertleri arasında çatışma çıktı. Tabancanın yanında otomatik tüfeklerin de kullanıldığı çatışmada kimlikleri henüz öğrenilemeyen 3 kişi öldü, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu yaklaşık 10 kişi de yaralandı.
Yaralıların durumunun da ağır olduğu belirtilirken, Mardin’in Midyat ve Nusaybin ile Şırnak’ın İdil, Cizre ve Silopi İlçeleri’nden destek için ambulans çağırıldı. Yaralılar, Cizre ve İdil’deki hastanelerde tedavi altına alındı.
Olayın duyulmasının ardından jandarma ekipleri Yağmurca Köyü’ne sevkedildi. Olay yerine gelen ve aralarında jandarma komandoların da bulunduğu askerler köyde yoğun güvenlik önlemi aldı. Giriş çıkışlara izin verilmezken, güvenlik güçleri olayın büyümemesi için köy çevresinde ve köydeki her evin önünde beklemeye başladı.

Kaynak:www.magazinmedya.com

Yemek Odasi Dekorasyon Fikirleri...

Yemek odası dekorasyonu yemek masası, sandalyeler, aydınlatma ve yardımcı aksesuarlardan oluşur. Yemek odası dekorasyonunuzu hazırlarken bu temel mobilya parçalarından hangisinde daha göz alıcı bir dekorasyon kullanmak istediğinize karar verin. 
Mobilyalarınızda sade bir masa seçtiyseniz sandalyelerinizi daha modelli ve renkli seçebilirsiniz. Yemek odanızın sınırlarını yer döşemeniz veya halınızla belirleyebilirsiniz. Halınızın büyüklüğü en az sandalyeleriniz geriye çekildiğinde yeterli alan kalacak kadar olmalıdır. 
Sandalyelerin yüksekliği masanıza uygun olmalı, ayrıca sandalyeleriniz yan yana dizildiğinde de rahat yemek yenebilecek mesafe kalmalıdır.
Yemek odanızı fazladan mobilya parçaları ile doldurmayın. Takım halinde satıldığı için genellikle büfe, gümüşlük, masa, sandalyeler küçük bir alana sığdırılmaya çalışılmaktadır. Ancak siz bu hataya düşmeyin ve yemek odanızın gereksiz parçalarından kurtulun. Yemek odanızda gereksiz mobilyaların yerine aynalar, tablolar, dekoratif aksesuarlar kullanabilirsiniz. 
Yemek odası dekorasyonunuzda klasik ve modern mobilya parçalarını bir araya getirmekten çekinmeyin. Farklı tarzlar birbirlerini daha ortaya çıkaracaklarından ferah ve şık bir dekorasyon elde edersiniz.

Yemek odanızın dekorasyonunda tasarım mobilyalar kullanbilirsiniz. Modern ve sade bir yemek odasını aksesuarlar, mumlar ve çiçeklerle daha sıcak ve renkli hale getirebilirsiniz.






















Kaynak:nevbahar.samanyoluhaber.com

Selam Bahara Yolculuk Milyonları Selamlıyor...

13 Mart’ta vizyona giren, yılın en iddialı yapımı Selam Bahara Yolculuk, milyonları selamlayarak yoluna aynı hızla devam ediyor.



Vizyona girdiği ilk 3 günde 418 bin 557 kişi tarafından izlenerek büyük bir başarı elde eden Selam Bahara Yolculuk filmi, 1 milyon izleyiciye ulaştı. Tüm sinemalarda vizyona giren film 4 Oscar’lı Birdman dahil tüm filmleri geride bıraktı.
Birçok ilde büyük ilgiyle karşılanan yapım, Türkiye’den yola çıkarak Kırgızistan topraklarına uzanan, umut dolu yeni bir hikaye yazmak isteyen gönüllü bir öğretmenin yaşam mücadelesini beyazperdeye taşıyor. Gerçek bir hayat hikayesini konu alan yapım, iç içe geçen yaşam öyküleriyle izleyenleri derinden etkiliyor.
Yönetmenliğini Hamdi Alkan’ın yaptığı filmin başrollerinde Aslıhan Güner, Gürol Güngör, Merve Sevi ve Mert Yavuzcan yer alıyor. Türkiye ile aynı anda Almanya, Avusturya, İngiltere, Belçika, İsviçre ve Fransa’da da vizyona giren film yurtdışındaki izleyicilerden de büyük ilgi görüyor. Çekimleri Kırgızistan, Kazakistan ve Türkiye’de gerçekleşen filmin internetten yayınlanan fragmanı da birçok sosyal ağda kısa sürede 1 milyon kişi tarafından izlenerek bir rekora imza atmıştı.
Kaynak:iyiseyirler.tv

Kalan kumaşlardan PATCHWORK örtü...

Küçüklüğümden beri dikişle haşir neşirdim. Annem zamanında dikiş öğretmenliğinden ayrılsa da dikiş makinasından hiç ayrılmadı desem yeridir. Tabii ki her dikiş dikenin evinde olduğu gibi bizde de dikişlerden kalan kumaşlar vardı. Annem bu kalan kumaşları değerlendirmek için bizlere patchwork yatak örtüleri yaptı.
Kesilen birçok dikdörtgen parça matematiksel hesaplamalar ile birbirlerine monte edildi. Altına metre işi satılan elyaf, onun altına da pamuklu astar dikildi.
Böylece sıcacık, anne eli değmiş yatak örtülerimiz oldu. Kalan kumaşların değerlenmesi ise ayrıca güzel oldu…
















Kaynak:10marifet.org

MEB E-Okul Veli Bilgilendirme Sistemi İle Sınav Notu Sorgulama...

e-Okul Veli Bilgilendirme sistemi ile veliler çocuklarının eğitimleri hakkında bilgilendirmelere ulaşabilirler aynı zamanda sınav notlarını öğrenebilir.


e-Okul Veli Bilgilendirme sistemi ile veliler çocuklarının eğitimleri hakkında bilgilendirmelere ulaşabilirler aynı zamanda sınav notlarını öğrenebilir. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından uygulamya konulan e-Okul'da bu sistemlerden yalnızca biri... e-Okul sayesinde hem öğrenciler hakkında bilgi almak isteyen velilerin, hem de öğrencilerin hayatı bir hayli kolaylaştı. e-Okul Veli Bilgilendirme Sistemi'nden faydalanan veliler öğrenciler hakkında devamsızlıktan nota, karne bilgilerine kadar pek çok bilgiye erişebiliyorlar. e-Okul Veli Bilgilendirme sistemi velilerin ve öğrencilerin okul hakkında bilgi sahibi oldukları bir platformdur. Öğrenciler e-Okul üzerinden okullarıyla ilgili gelişmeleri öğrenebilirken veliler ise çocuklarının ders notlarını, sözlü notları veya ders programlarını inceleyebilirler. e-Okul Veli Bilgilendirme sistemi hakkında bilgi sahibi olmak isterseniz haberimize bakabilirsiniz.

e-Okul nedir? e-Okul üzerinden sorgulama nasıl yapılır?
e-Okul veli bilgilendirme sistemi, 2007 yılının Ocak ayında Milli eğitim Bakanlığı tarafından kullanıma açılmış olan bir uygulamadır. Okul yönetim bilgi sistemi olan e-Okul veli bilgilendirme sistemi, tüm ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarındaki tüm öğrencilerin aldığı notları ve devamsızlık gibi bilgilerini kolaylıkla kaydedebilen bir okul sistemidir.
Veli Bilgilendirme Sistemine Nasıl Giriş Yapılır ?
e-Okul veli bilgilendirme sistemine girdiğinizde karşınıza ilk olarak bir sayfa gelecektir. Bu sayfada ilk olarak resimde verilen sayıları doğru bir şekilde kodlamanız gerekmektedir. Daha sonra öğrenci TC kimlik numarasını girmelisiniz. Son olarak da öğrenci okul numarasını girdikten sonra tamam butonuna tıklamanız gerekir. Daha sonra açılmış olan sayfadan öğrenci fotoğrafı ile birlikte bazı bilgileri girerek e-Okul veli bilgilendirme sistemine giriş yapabilirsiniz. e-Okul veli bilgilendirme sistemine giriş yaptıktan sonra öğrencinin okulla ilgili tüm bilgilerine ulaşabilir okul ve öğrenci ile ilgili tüm gelişmeleri takip altına alabilirsiniz
Milli Eğitim Bakanlığı yeni nesil teknoloji merkezli ve geniş kapsama sahip çok sayıda proje geliştiriliyor. Özellikle 2014 yılı içerisinde her öğrenciye akıllı tablet bilgisayar dağıtımının yapıldığı Fatih Projesi ve Akıllı Tahta Projesi gibi projeleri ile eğitim sisteminde modern dünya standartlarının yakalanması amaçlanıyor. Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde teknoloji merkezli yürütülen en aktif projelerin başında da E-Okul sistemi geliyor. Öğretmen ve idareciler tarafından kullanılmakta olan E-Okul yönetim bilgi sistemi ve veliler tarafından kullanılmakta olan E-Okul veli bilgilendirme sistemi olarak iki bölümden oluşan E-Okul sistemi ile öğrenci, veli ve öğretmen arasındaki eğitim ilişkisinin daha modern standartlara ulaştırılabilmesi amaçlanıyor.

E-OKUL NEDİR?
e-Okul, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Milli Eğitim Bakanlığı Bilişim Sistemleri (MEBBİS) projesi kapsamında 2007 yılının Ocak ayında kullanıma açılmış olan bir okul yönetim bilgi sistemi web yazılımıdır. Bir öğrencinin okula kaydından başlayıp, mezuniyetine kadar olan tüm süreci içeren bir sistemdir. Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü tarafından geliştirilmektedir.


Devlet ve özel ilköğretim okulları, anaokulları, özel eğitim kurumları, ortaöğretim kurumları e-okul sisteminde işlem yapmaktadır.

e-okul sisteminde öğrenci kaydı, nakil işlemleri, not girişleri, devamsızlık işlemleri, sınav bilgileri, merkezî olarak yapılacak sınavların (TEOG, DPY-B vb.) başvuru ve tercih işlemleri, belge işlemleri (takdir, teşekkür, onur vb.), haftalık ders programı girişleri, alınan belgeler, e-karne, şube yazılı ortalamaları, duyurular ve birçok modül üzerinden bilgi girişleri T.C. Milli Eğitim Bakanlığı sunucularına girilmektedir.

e-okul modülünün haricinde, velilerin öğrencilerin okul durumlarının takibi için açılmış olan e-okul Veli Bilgilendirme Sistemi (e-okul VBS) bulunmaktadır. Bu sistemde ise öğrencinin devamsızlıkları, ders programı, davranış notları, sınav tarihleri, okul tarafından yapılan duyurular, merkezî sınavların giriş belgeleri veya tercih sonuçları bu sistem üzerinden Türkiye Cumhuriyeti (TC) Kimlik Numarası v numarası girildikden sonra birkaç güvenlik sorusuna cevap verilerek takip edilebilmektedir.


Kaynak:www.sabah.com.tr

1.5 milyar $’lık Mardan Palace icradan satılık!

Dünyanın en lüks otellerinden Mardan Palace, 3 Haziran’da icradan satışa çıkarılacak...



Antalya’nın Kundu sahilinde 2009’da yaklaşık 1.5 milyar dolar harcanarak yapılan ve görkemli bir törenle açılan Mardan Palace, borçları nedeniyle Antalya 4. İcra Dairesi tarafından açık artırma usulüyle satılıyor. Azeri asıllı Rus işadamı Telman İsmailov tarafından yaptırılan otele 650 milyon TL, otelin yanındaki villalar için de 69 milyon 750 bin TL değer biçildi.
Bu durumda otel 325 milyon TL başlangıç bedeliyle satışa çıkacak. Borçları nedeniyle Antalya 4. İcra Dairesi tarafından satışına karar verilen Mardan Palace talip olanlar Antalya 4. İcra Müdürlüğü’nün şartnamesindeki edimleri yerine getirdikten sonra ihaleye katılabilecek.
Değerinin yarısı...
3 Haziran’da yapılacağı duyurulan ihaleye katılmak isteyenler birinci artırımdan yirmi gün öncesinden, arttırma tarihinden önceki güne kadar teklif verebilecek. Bu artırımda tahmin edilen değerin yüzde 50’sini ve rüçhan (öncelikli pay hakkı sahibi) alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartıyla ihale edilecek.  İlk ihalede satış gerçekleşmezse ikinci ihale 30 Haziran’da yapılacak.
İstanbul’un adeta kopyası
Dünyanın en lüks otelleri arasında gösterilen Mardan Palace 2009’da faaliyete geçti. İstanbul’unDolmabahçe Sarayı, Anadolu ve Avrupa yakası örnek alınarak 3 blok olarak tasarlanan otelin 16 bin metrekarelik dev havuzu da İstanbul Boğazı’nı simgeliyor. Otelin açılışına Paris Hilton, Mariah Carey, Richard Gere ve Sharon Stone ve Tom Jones gibi Hollywood yıldızları katılmıştı.
İhale şartnamesinde Kundu’da 93 bin 64 metrekare taşınmaz olarak gösterilen Mardan’ın toplam yatak kapasitesi 1238. Otelde 4’ü kral dairesi olmak üzere 560 oda var. 900 kişilik ana lokantanın yanı sıra 10 lüks restoranı daha bulunan otelde 500 kişilik bir gece kulübü ve 3 hamam da yer alıyor.
‘Gelişmeler kontrol altında’
Şartnamede Mardan ile birlikte 6 adet VIP villa da 69 milyon 750 bin TL bedelle satışa çıkarıldı. Villaların satış tarihi de otelle aynı gün. Mardan Hotel Genel Müdürü Çetin Pehlivan, DHA’ya yaptığı açıklamada icra olayına ilişkin gelişmelerin kontrol altında olduğunu ve düzeltilebilecek bir durum olarak gördüklerini söyledi. Pehlivan, icra olayının Halk Bankası kaynaklı olduğunu açıklamakla yetindi.

Kaynak:www.milliyet.com.tr

Kimono nedir? Erkek ve kadın kimonoları arasındaki fark nedir?

Kimono nedir? Kimono ne manaya geliyor. Kadınların ve erkeklerin giydiği kimonolar arasındaki fark nedir? Kimononın özelliği nedir?



Kimono, Japonca’da kiru ve mono , “giyilen eşya” yani “elbise” anlamına gelir. Kelimenin etimolojik kökeni ki yani “giymek” ve mono yani “şey”dir. Japonya’nın geleneksel giysisidir. Aslında tüm giysi çeşitleri için kullanılan kimono sözcüğü sonradan hâlâ kadın, erkek ve çocuklar tarafından giyilen uzun giysiyi tanımlamak için kullanılmaya başlamıştır.
Kimono T şeklinde, ayak bileğine kadar uzanan düz hatlı, yakalı ve uzun kollu bir giysidir. Kimonoda kollar özellikle bileklerde çok geniştir, genişliği yaklaşık olarak yarım metreye kadar varır. Geleneksel olarak, özel günlerde evlenmemiş kadınlar hemen hemen yere kadar uzanan çok geniş kollu kimonolar giyer. Giysi gövde etrafına sarılır ve her zaman sol taraf sağın üstüne gelir. Obi adı verilen geniş bir kuşak ile arkadan bağlanır. Kimonolar genellikle geta veya zori adı verilen geleneksel tahta sandallar ve tabi adı verilen çoraplarla giyilir. Kimononun içine, nagajuban denilen daha kısa bir kimono içlik olarak giyilir.
ERKEK VE KADIN KİMONOLARI ARASINDAKİ FARKLAR
Erkek ve kadın kimonoları arasındaki en dikkat çekici fark kollardadır. Erkek kimonolarında kollar ya tamamen ya da alttan 3 ila 8 cm’den fazla ayrık olmamak kaydıyla büyük oranda gövdeye bağlıdır, kadın kimonolarının kolları ise hem geniş hem de gövdeye bağlı değildir. Hemen altından obi geçeceği için erkek kimonolarının kolları daha az geniştir. Halbuki kadın kimonolarının kollarının büyük kısmı gövdeye dikili olmadığı için obiye bir engel teşkil etmez ve geniş kollar obinin üzerinden aşağıya sarkar.
Kaynak:www.sozcu.com.tr

Saatler ne zaman ileri alınacak" sorusu yanıtlandı, yaz saati uygulaması başlıyor...

Vatandaşların merak ettiği "Saatler ne zaman ileri alınacak" sorusu yanıt buldu. 29 Mart Pazar günü 03.00'da saatler ileri alınacak ve yaz saatine geçilecek. İşte yaz saati uygulamasının detayları...



Vatandaşlar kış aylarını geride bıraktığımız bu günlerde "" sorusuna yanıt aramaya başladı. Türkiye'de 26 Ekim 2014'te saatler bir saat geri alınarak kış saati uygulamasına geçilmişti. Şimdi ise nin ne zaman uygulanacağını merak eden vatandaşlar, "Saatler ne zaman ileri alınacak" sorusuna yanıt aramaya başladı. Geçtiğimiz yıl yaz saati uygulamasına yerel seçimlerin yapılmasından dolayı bir gün gecikmeli olarak geçilse de, bu yıl böyle bir durum yaşanmayacak. "Saatler ne zaman ileri alınacak" sorusunun kesin cevabı Bakanlar Kurulu kararıyla belirlendi. Bakanlar Kurulu kararıyla 28 Mart Cumartesi’yi Pazar’a bağlayan gece saatler, 1 saat ileri alınacak. Yaz saati uygulamasına geçiş 29 Mart 2015 saat 03.00'da 04.00'te olacak ve saatler 1 saat ileri alınacak.
YAZ SAATİ NELERİ DEĞİŞTİRECEK?
Yaz Saati uygulamasına geçilmesinin ardından mesai saatleri de değişecek. Yani memurlar 30 Mart Pazartesi gün mesaiye Yaz Saati düzenlemesine göre başlayacak ve bitirecekler.
26 Ekim'de kış saati uygulamasına geçilmesinin ardından mesai saatleri 08.00-12.00 ile 12.30-16.30 olarak belirlenmişti. 30 Mart'ta Yaz Saati uygulamasına göre yeniden eski saatlere dönülecek ve memurların mesai saatleri 08.30-12.00 ile 13.00-17.00 şeklinde olacak.
YAZ SAATİ UYGULAMASI NEDEN YAPILIYOR?
Türkiye'de Sonbahar'da başlayan Kış Saati uygulaması, İlkbahar ile birlikte değişiyor ve Yaz Saati uygulamasına geçiliyor. 7 ay boyunca devam edecek olan ve Ekim ayında tamamlanacak Yaz Saati uygulamasında saatler bir saat ileriye alınıyor. Yaz Saati'ne geçilmesindeki amaç Bakanlar Kurulu kararıyla 16 Şubat 2014 tarihli ve 28915 sayılı Resmi Gazete'de, 'gün ışığından daha fazla yararlanmak' olarak belirtiliyor. Yani saat değişiminden beklenen fayda ve tasarruf Yaz Saati uygulamasıyla gerçekleşiyor. Öte yandan Yaz Saati ve Kış Saati uygulamaları AB'deki saat düzenlemesine paralel olarak gerçekleştiriliyor.
YAZ SAATİ UYGULAMASI NEDİR?
Yaz saati uygulaması herhangi bir ülkede veya bölgede gün ışığından, sabahları daha az, öğleden sonra daha çok yararlanmak üzere, periyodik olarak, saatlerin belirli bir miktarda değiştirilmesidir. Genellikle, bu uygulama kapsamında saatler ilkbahar başlangıcında bir saat ileri, sonbaharda ise bir saat geri alınır. 1800'lü yılların sonunda bu yana bir çok ülke tarafından uygulanan Yaz Saati uygulaması, ülkeler arasında farklılık gösterebiliyor.
YAZ SAATİ UYGULAMASI TARTIŞMALARI
Yaz saati uygulaması tartışmalıdır. Gün ışığından daha çok yararlanmak için gündüz saatlerine bir saat eklenmesi satış, spor ve iş saatlerine bağlı çeşitli etkinlikleri olumlu yönde etkilerken tarım, gece eğlenceleri gibi güneş ışığıyla beraber biten etkinliklere olumsuz etki yapar. Öte yandan, öğle saatlerine bir saat daha eklemek, trafik kazalarından kaynaklanan ölüm oranlarını da azaltmaktadır. Ne var ki, uygulamanın sağlık ve suç oranları üzerindeki etkisi daha az belirgindir. Her ne kadar uygulamanın ilk hedeflerinden biri akşam saatlerindeki aydınlatma enerjisi tüketimini kısmak olsa da, günümüzde çağdaş ısıtıcı ve serinletici cihazların yaygınlaşmasıyla birlikte bu amacından sapmaya başladı. Öyle ki, 20. yüzyıl başlarında elektrik temel olarak aydınlatmada kullanılıyordu. Teknolojik gelişmeler yeni elektrik kullanım alanları yaratınca buradan elde edilen tasarruf azaldı. Bu bakımdan bu uygulamanın kullanılması çelişkili ve tutarsız bir hâl almaya başladı.
Yaz Saati uygulamasında ara sıra meydana gelen kaymalar başka zorlukları da beraberinde getirir. Bundan dolayı, zaman kaydetmede ve görüşmelerle yolculukların ayarlanmasında, faturalandırma, arşivcilik gibi işlerde, tıbbi cihazların ve iş makinelerinin kullanımı ile uyku düzeninde sorunlar meydana gelir. Yazılımlar genellikle bilgisayarların saatlerini otomatik olarak ayarlar. Ne var ki, bunun sınırları vardır ve özellikle Yaz Saati kuralları değiştiğinde hata olasılığı artar.
YAZ SAATİ UYGULAMASININ FAYDALARI VE SORUNLAR
Willett'ın 1907 yılındaki önerisiyle beraber, daha uzun sürecek olan gündüz saatleri sayesinde çeşitli boş zaman etkinliklerine zaman kalacak olması tartışılmaya başlandı. Özellikle yüksek enlemlerde yer alan yerlerde yazları gerçekleşen gündönümlerine yakın günlerin uzun gündüz saatleri içeriyor olması, bu bölgelerdeki gündüz vaktinin daha verimli bir şekilde kullanılacağı ve sabahın erken saatlerinin boşa harcanmayacak olması anlamına geliyordu. Yaz Saati, kışın herhangi bir geniş çaplı getiriye sahip değildir. Bunun nedeni, kış sabahlarının karanlık oluşu, dolayısıyla çalışanların güneşli havada yapılabilecek boş zaman etkinliklerinin olmaması veya çocukların erken saatlerde kalkıp karanlıkta okula gitmek zorunda kalmasıdır.
Günün planlanması hakkında genel görüş, Yaz Saati uygulamasının birçok getiriye sahip olduğudur. Örneğin, belli bir amaca yönelik olarak insanları erken kalkmaya itmesi, bu uygulamadan kişisel olarak hoşlanmayan kişiler için bile olumlu bir yandır. Düzenlemenin avantajları öyle büyüktür ki, birçok insan çalışma programını televizyon yayınları ve günışığına göre ayarlayıp değiştirerek, Yaz Saati uygulamasının kullanılmakta olup olmadığını göz ardı eder.

Kaynak:www.mynet.com